0

Bu yazıda sözü edilecek yöntem, aruz derslerini sıkıcı olmaktan kurtarma ihtiyacından doğdu. Herhangi bir vesileyle aruzdan söz edecek insanlar, bu güçlüğü yenecek başka özgün yöntemler geliştirebilirler. Edebiyat öğretmenleri, alanları gereği çok sık muhatap oldukları “Mef’ûlü nedir?”, “Fâilâtün ne demek?”, “Mefâîlün ne anlama geliyor?” soruları karşısında, söz konusu ibarelerin anlamsızlığını vurgulamak için başka heceler sıralayabilirler. Hatta bu ibareleri popüler isimlerden seçerek genç beyinlerin ilgisini daha uyanık tutabilirler:

Mef’ûlü: Yüz yirmi, Osmanlı, güldeste, Isparta, Cimbomlu...
Mefâîlü: Bebek yüzlü, kitap kurdu, Gümüşhane, Halil Mutlu, Fenerbahçe...
Feûlün: Otuz beş, Müdür Bey, Şener Şen, Trabzon, Beşiktaş...
Fâilâtü: Yirmi altı, termometre, Şanlı Urfa, Şemsi Belli, Malkoçoğlu...
Fâilâtün: Yirmi beş bin, Mehmet_Âkif, Bamsı Beyrek, Gaziantep, Aytaç_Arman...
Fâilün: Yirmi beş, Kırşehir, sevgilim, sûzinâk, Can Yücel...
Feilâtün: Yedi yüz bin, Dede Korkut, Deli Dumrul, kara gözlüm, Zühal_Olcay...
Mefâîlün: Sekiz yüz bin, Bayındır Han, Necip Fazıl, Salâh Birsel, Cüneyt_Arkın...
Mefâilün: Otuz sekiz, Palandöken, döner kebap, Diyarbakır, Kemal Sunal...

Müstef’ilün: Seksen sekiz, Namık Kemal, Belgin Doruk, Türkân Şoray, Fatih Terim... gibi.
KAYNAK: Tacettin Şimşek'in ARUZ VE ARUZ EĞİTİMİNE YÖNELİK

UYGULAMA ÖNERİLERİ adlı makalesinden alınmıştır.


Yorum Gönder

 
Top