0

İlk yerleşmelerin kurulduğu yerlerin başlıca özellikleri nelerdir?

Eylem olarak her hangi bir yerde barınma amacıyla oturma eğleşme olayıdır. Beşeri Coğrafya açısından yerleşme; insanın herhangi bir alanı yurt edinmesi ve orada sürekli yaşamasıdır.
      Coğrafi anlamda meskenlerin toplandığı köy, belde,  şehir gibi birimlerdir. Dünyadaki en ilkel evden en modern yapılara kadar bütün binaları kapsar. İnsanların yaşadığı, barındığı ve geçimlerini sağlamak amacıyla çalıştığı yeri kapsayan alandır.
      Doğumdan- ölüme, korkudan – güvene, var olmadan – yok olmaya kadar her şey yerleşme içindedir. İnsanın sosyal bir varlık olması yerleşme sayesinde olmuştur. İnsan hangi uygarlık seviyesinde olursa olsun ihtiyaçlarını yeraltı ve yer üstünden karşılar. Bu ihtiyaçların başlıcaları beslenme, barınma, sosyal ve ekonomik işbirliğidir. İnsan yerleşme yerini oluştururken de hem çevreden yararlanmış hem de çevreyi değiştirmiştir.
                  Yerleşmeyi başlatan olaylar:
1- Beslenme şartları: İnsanların topladığı yiyecekleri saklama ve birlikte yeme isteği.
2-İklim Şartları: Aşırı sıcak, yağış ve soğuk gibi hava koşullarının olumsuz etkisinden korunmak
3-Korunma duygusu: İnsanların doğa koşulları, diğer insanlar ve yabani hayvanlardan gelecek tehlikelere karşı önlem almak ve birlikte karşı koyma istekleri.
4-Tarım olayının başlaması: İnsanların toplayıcılıktan ekip biçmeyi öğrenmeleri onları toprağa bağlamıştır. Bu olay insanların yerleşmeler kurmasına neden olmuştur. Gerçek anlamda yerleşme tarım toplumuyla başlar.
5-Su kaynakları: İçme suyu sağlama, tarım alanlarını sulama ihtiyacı insanları su kaynakları yakınlarına yerleşmeye zorlamış, bunun sonucunda insanlar su kaynakları başlarında toplanıp yerleşmeler kurmuşladır. Dünyanın ilk medeniyetleri hep su kaynakları kıyılarında kurulmuştur.
     
            Dünyada ilk yerleşmelerin kurulduğu alanlar Nil Nehri VadisiÇin ovaları SarıırmakGökırmak), İndus ve Ganj vadisi, Fırat ve Dicleırmaklarının arası( Mezopotamya)bölgelerdir. 

           YERLEŞMELERİN FARKLILAŞMASI:
         
           1- İlk çağlarda dönemlerde yeryüzündeki herhangi bir saha ancak küçük insan gruplarını besleyebilmekteydi. İnsanlar barınak olarak doğal barınak olan mağaraları ve ağaç kovuklarını kullanıyordu. Kaba cisimleri silah olarak kullanmışlardır. Bu dönemde insanlar toplayıcılık ve avcılık ile geçim sağlamaktaydı.
      Dünyadaki ilk yerleşmeler bir kaç evden oluşan köyaltı veya  köy tipiyerleşmelerdir. Bunlar ileride büyüyerek köyaltı yerleşmeler köyleri, köyler de şehir yerleşmelerini oluşturmuşlardır.
     2- İnsanoğlu yaklaşık 10.000 yıl önce yerleşik hayata geçişle yapmıştır. İnsanlar yerleşik hayata geçmesi, tarım toplumuna geçişle küçük sahalarda daha fazla nüfusu besleyebilir duruma gelmiştir. Bu dönemde insanlar tarım toplumuna geçişle birlikte, toprağı ekip biçmeyi, çeşitli ürünler yetiştirmeyi ve bunları stok yaparak kış dönemlerinde de rahat ve bol beslenmeyi, ayrıca hayvanları evcilleştirerek onların ürünlerinden faydalanmayı öğrenmiş ve daha fazla insanın beslenmesine yetecek bir ortama kavuşmuşlardır. Yeryüzünde gerçek anlamda yerleşmeler bu dönemde kurulmaya başlanmıştır. İnsan yapısı meskenler ve ilk köy tipi yerleşmeler kurulmuştur.

             3- Tarımsal faaliyetler su kaynakları fazla olan yerlerde yapılacağından dünyada ilk yerleşme alanları akarsu havzaları veya boyları olmuştur. Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil, Mekong gibi akarsu havzaları ilk yerleşme alanları olmuştur. Buralarda dönemin büyük yerleşmeleri oluşmuş bir yönden “tarım şehirlerinin” temeli atılmıştır.
         Bu nehirler boyunda ilk yerleşmelerin bulunduğu ülkeler sırasıyla,Hindistan, Irak, Mısır, Çin, bu nehirlerin kenarlarının tercih edilmenedenleri Geneli ılıman kuşakta yer alması, akarsu boyu olup su kaynağı etrafında olması, tarım imkânları verimli toprakların olması, sulama imkânları ve ulaşım imkânları iyi olduğu için buralar ilk yerleşme alanı olarak seçilmiştir. 
        Tarihçiler ve sosyologlar şehirlerin ortaya çıkışını medeniyetlerin doğuşu olarak değerlendirirler. M.Ö.8000- 7000 yıllarında kurulan ilk yerleşmeler tarım ekonomisine dayanıyordu.   

        4- Akarsu boylarında sulamalı tarımın uygulanabilmesi için insanların iş bölümü ve işbirliği yapmaları gerekmiş, bunun sonucunda tarım ve sulamaya yönelik yeni teknikler bulunmuş, yeni meslekler ortaya çıkmıştır. Böylece hem üretim artmış, hem de ulaşım gelişmiştir.

        İnsanların ihtiyaçlarından fazla üretim yapmaları, ihtiyacı olanları başka insanlardan takas yoluyla değiştirmeleri, daha sonra da tüccarlar aracılığı başkalarıyla alıp- satmaya başlamaları ile ticaret doğdu. Genel olarak önemli yollar üzerinde bulunan veya deniz kıyılarında bulunup, ticaretin yoğunlaştığı alanlarda “ticaret şehirleri” doğdu.

        5- İnsanların deniz aşırı ülkelere ulaşma ve oralardan faydalanma isteği deniz kıyılarında limanların ve yerleşmelerin kurulmasına yol açtı. Limanları sayesinde büyüyen yerleşmeler “liman şehirleri” ni meydana getirdi.  

       6- Dünyada nüfusun artması ile şehirlerin bir araya gelerek irili ufaklı devletler kurulmuş, bu devletlerin kendilerine bir yönetim merkezi( başkent)  seçmeleri ile “idari şehirler” ortaya çıkmıştır.         
            
       7-İnsanların önemli bir sosyal yönü de inançlarıdır. İnsanların dini inançları ve bu dince kutsal sayılan kişilerin, peygamberlerin yaşadığı, önemli eserleri ve hatıralarının bulunduğu yerler, dinen kutsal sayılan yapılar ve mabetlerin bulunduğu yerleşmeler nüfuslarını artırmış şehir haline gelmeleri ile de “dini şehirler” ortaya çıkmıştır.   

       8- Demir, bakır, kömür, petrol gibi madenlerin olduğu yerlerde açılan maden ocakları ve çıkarılan madenleri işlemek için kurulan tesislerde çalışmak için çok sayıda insanların buralara yerleşmeleri ile büyük nüfus artışları olmuş böylece “maden şehirleri” ortaya çıkmıştır.

       9-İnsanların en önemli özelliği aklı sayesinde buluşlar yapan ve eserler ortaya koyan canlı olmasıdır. İnsanın bilgi birikimi be yaptığı buluşlarla sanayi devrimi yapmıştır. Bu sayede kendi ve hayvan gücünün yerini makine gücü almıştır. Makine gücü ile çalışan atölye ve fabrikaları kumaları sayesinde yoğun üretim ve güçlü ekonomiler oluşturmuştur. 19. yy. ‘da sanayi devrimi ile kırdan kente göçle şehirleşme hızını artırmıştır. Bununla fonksiyonlu ve modern yapıdaki “sanayi şehirleri “ doğmuştur.

      10-Ekonomik hayatın yoğunlaşması, kentleşmenin artması, kentlerde meydana gelen çevresel sorunlar, çalışma hayatının yorgunluğu ve monotonluğu ve stresinden bunalan insanların belirli dönemlerde dinlenme ve eğlenme ihtiyaçları doğmuştur. İnsanların eğlenmek ve dinlenmek için yaptıkları seyahatler turizmi oluşturmuştur. Turistik değerleri ve özellikleri fazla olan ve çok sayıda turistin gelip gittiği ve turizm faaliyetlerinin yoğunlaştığı kentler “turizm şehirlerini“doğurmuştur.

ANTALYA
       11-Son yüzyılda bilgi ve iletişim alanında gelişme ve değişim yaşanmaktadır. Günümüzde ise sadece bilimsel çalışmaların yapılması için” teknoloji kentleri” ( Tekno- kentler veya bilişim kentleri) kurulmaya çalışmaktadır.
Yararlanılan site:
www.cografiegitim.blogcu.com

Yorum Gönder

 
Top