0

23 Nisan Yazıları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Yazıları ve Kompozisyonları, 23 Nisan Yazılar indir,Yazı,kompozisyon

23 Nisan Nasıl Çocuk Bayramı Oldu?

23 Nisan 1920 tarihi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş ve açılış günüdür.

Meclis daha sonraki yıllarda, 23 Nisan gününün her yıl Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmasına karar verir. Karardan bir yıl sonra kutlanacak olan 23 Nisan günü hazırlıkları Ankara’da olanca hızıyla devam ederken yeni kurulan Öğretmen Okulu Mezunları Derneği de büyük bir koşuşturma içine girer.

Öğretmenler, kutlamaların büyük bir coşku içinde geçmesi için, kız erkek ayrımı yapmadan tüm öğrencilerin bir tören alanında bulunması gerektiğini düşünür. Bunun için, o günkü Ziraat okulunun yanında bulunan meydanı süsleyerek tüm erkek ve kız okullarına çağrı göndererek kutlamaya katılmasını isterler.

Zamanın Ankara Valisi ve Eğitim Müdürü, öğretmenlerin bu kutlama çağrısından hoşlanmaz ve kızlı erkekli yapılacak olan bu kutlamaya kimsenin katılmamasını isterler. Bu durum öğretmen okulu mezunlarını oldukça üzer. Kendi aralarında toplanıp ne yapabileceklerini düşünmeye başlarlar. Sonunda bu durumu Mustafa Kemal’e duyurmaya karar verirler.

Kutlamalara az bir zaman kaldığı için, Mustafa Kemal’e yakınlığıyla bilinen Yunus Nadi’den yardım isterler. Yunus Nadi’de yaşananları olduğu gibi Mustafa Kemal’e bildirir.

Onu dinleyen Atatürk, kısa bir suskunluktan sonra, “Öğretmenler haklı,” der ve ekler: “Bu bayram bütün çocuklar tarafından kutlanmalı. Söyleyin, kutlamalara ben de katılacağım.” (1)

Vali ve Eğitim Müdürü, Mustafa Kemal’in tavrını öğrenince, bütün okullara, kutlamalara katılımın serbest olduğunu duyururlar.

1921 yılının 23 Nisan günü, Ziraat Okulu’nun önündeki meydan, kız erkek bütün öğrenciler tarafından doldurulur. Sevinç çığlıkları göklere yükselmektedir. Konuşmalar coşkuyla devam ederken, Atatürk de alana gelir. Herkesi selamladıktan sonra, okunan şiirleri dinler. Sonunda kürsüye çıkıp kısa bir konuşma yapar. Konuşmasını, “Bu bayramın adı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olsun,”  diyerek bitirir. (2)

1935’te çıkarılan Ulusal Bayramlar yasasıyla, Ulusal Egemenlik Bayramı ile Çocuk Bayramı birleştirilmiş, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını almıştır.

(1),(2) Anlatan: H. Veldet Velidedeoğlu
Cemil Sönmez, Atatürk ve Çocuklar, UNICEF Türkiye Temsilciliği Yayınları, Ankara, 1992, s.63

23 Nisan’ın Çocuklar İçin Önemi

Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi verdiği yıllarda, Atatürk’ün öncülüğünde 23 Nisan 1920’de ilk Meclis açılmış, Büyük Önder’de bir gün sonra yapılan seçimle ilk Meclis Başkanımız olmuştur. Meclis, milli mücadelenin tek elden yürütülmesi ve mutlak zafere ulaşılması adına önemli görevler üstlenmiş, düzenli ordunun kurulmasıyla da düşman ülkemizden atılmıştır.

Atatürk’te, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ülkemiz adına ne kadar önemli olduğunu göstermek için 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiş, 1929 yılında ise bu bayramı geleceğin büyükleri olan çocuklara armağan etmiştir. İşte bu yüzden 23 Nisan, çocuklar açısından son derece önemli bir gündür. Dünyada kutlanan ilk çocuk bayramı olması da ayrıca milletimiz adına gurur verici bir durumdur.

23 Nisan dünya üzerinde bulunan bütün çocukları bir araya getiren, kardeşlik ve insan sevgisi duygularını geliştiren yönleriyle dünya barışına da katkıda bulunan son derece önemli ulusal bayramlarımızdan biridir.

Her yıl ülkemizde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne bir çok ülkeden gelen çocuklar katılmakta, şenlikler çerçevesinde bir çok etkinlikler düzenlenmekte, bütün dünyaya dostluk mesajları verilmektedir.

23 Nisan’ın Anlam ve Önemi

23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile Türk milleti de egemenliğini ilan etmiş oldu. Kurtuluş Savaşı’nın olanca hızıyla devam ettiği bu yıllarında, Atatürk ve çalışma arkadaşlarının verdiği mücadeleler, millete de büyük bir azim ve kararlılık kazandırmıştır. Meclis’in aldığı kararlar doğrultusunda düzenli ordu kurulmuş nihayet düşman 1922’de Büyük Taarruz’un ardından yurttan tamamen atılmıştır.

29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti büyük bir değişim gerçekleştirmiş, Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirdiği yeniliklerle dünya devletleri arasında saygın bir yer edinmiştir. Millet egemenliğini esas alan bu yönetim şekli sayesinde Türk halkı kendi özgür iradesiyle seçtiği kişileri Meclis’e göndererek yönetimde söz sahibi olmuş, millet egemenliği her şeyin üstünde sayılmıştır.

Atatürk 23 Nisan 1924 yılında, 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiş, 23 Nisan 1929’da ise bu bayramı çocuklara armağan etmiştir. 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmış, 1979’da uluslar arası bir boyut kazanmıştır. 1979 yılında ilk kez düzenlenen törenlere 6 ülke katılmış, daha sonraki yıllarda bu sayı giderek artmıştır.

Artık her yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na 40’tan fazla ülkeden gelen çocuklar katılmakta, dünya barışının ve tüm insanların kardeşçe yaşamasının önemi, adeta çocuklar tarafından tüm dünyaya bir kez daha hatırlatılmaktadır. Türk misafirperverliği bu sayede bir kez daha ön plana çıkmakta, 23 Nisan Çocuk Şenliği için diğer ülkelerden gelen çocuklar Türk aileler tarafından ağırlanmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı tüm dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke olmamız açısından 23 Nisan, anlam ve önemi ile emsalsiz bir yere sahiptir.

Büyük Önder Atatürk, Meclis’in açıldığı gün olan 23 Nisan’ı çocuklara armağan etmekle, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık ve devamını geleceğin büyükleri olan çocuklara emanet etmiştir.

Ülkemizde her yıl kutlanmakta olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile ilgili en güzel sözler:

Bağımsızlığın kıymetini bilen çocuklarımız geleceğimizin en büyük teminatıdır.

23 Nisan bağımsızlık; Bağımsızlık 23 Nisan’dır.

Her çocuğun doyasıya yaşaması gereken 23 Nisan, Türkiye’nin tek ulusal bayramıdır.

Egemenlik verilmez, alınır. (Atatürk)

Türk çocuğu Atatürk’ün armağanı olan bu bayramı doyasıya yaşamalıdır.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. (Atatürk)

Özgürlüğün ve eşitliğin teminatı ulusal bağımsızlıktır.

Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir. (Atatürk)

Yurdumuzun temeli çocuklarımızdır.

Temelini bağımsızlık üzerine kuramayan bir ülke yıkılıp yok olmaya mahkumdur.

Bugünün küçükleri, yarının büyükleridir.


23 Nisan 1920’de ne oldu?

16 Mart 1920’de İstanbul’un düşman kuvvetleri tarafından işgal edilmesi üzerine, bağımsızlık mücadelesinin bundan böyle Anadolu’da sürdürülmesinin mümkün olabileceği fikri kesinlik kazanmıştı. Anadolu’da işe yarayacak kişilerin İstanbul’u terk etmeleri ve Meclis’in Ankara’da toplanması için daha önceden çağrıda bulunmuş olan Mustafa Kemal’de İstanbul’da ki durumu yakından takip ediyordu.

İstanbul’un işgalinden bir gün sonra 17 Mart 1920’de meclis konusundaki ilk genelgesini yayınlayan Mustafa Kemal, genelgede yeni idare tarzının belirlenmesi için bir kurucu meclis oluşturulmasının zorunluluğuna dikkati çekiyordu. Milli Mücadele yanlılarının Ankara’ya gelebilmeleri içinde büyük bir çaba sarf ediyordu.

22 Nisan 1920’de yapılan çağrı ile 23 Nisan 1920 günü saat 14.00’de merasimle ve dualarla Meclis açıldı. İlk Meclis İstanbul’dan gelen 90’ın üzerindeki mebusa ilave olarak, 125 devlet memuru, 53 asker, 53 din adamı ve çeşitli sayıda tüccar, çiftçi ve hukukçudan oluşan kadrosuyla çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal (Atatürk) 24 Nisan 1920’de Meclis Başkanı seçildi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı neden dünya çocuklarıyla paylaşıyoruz?

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO)’nun 1979 yılını “Çocuk Yılı” olarak ilan etmesi üzerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tüm dünya çocukları ile birlikte kutlamaya karar vermiş ve aynı yıl kutlamalara 6 ülke katılmıştır. Bundan sonraki yıllarda kutlamalara katılan ülke sayısı giderek artmış, bütün dünya ülkelerinin çocuklarının bayramı haline gelen bu bayram uluslararası bir nitelik kazanmıştır.

23 Nisan’ın özünde yatan bağımsızlık ve kardeşlik duygusu bugün dünya çocuklarını ülkemize getiren en büyük sebeptir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan ilkelerden olan bağımsızlık ve eşitlik ilkesinin öneminin tüm dünyaya anlatılması ve kardeşlik duygusunun geliştirilmesi amacıyla 23 Nisan ülkemizde bütün dünya çocukları ile birlikte kutlanmaktadır. Tüm dünyaya kardeşlik ve bağımsızlık mesajları veren Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı her yıl başarı ile organize etmekte, tüm dünya çocuklarına ev sahipliği yapmanın mutluluğunu yaşamaktadır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ülkemizde tüm dünya çocuklarının katılımı ile coşku içerisinde kutlanmakta, okunan şiirlerde barış, kardeşlik ve bağımsızlık mesajları verilmektedir.

23 Nisan’ın ülkemizde tüm dünya çocuklarının katılımı ile kutlanmasının amaçları:

Dünya çocukları arasındaki kardeşlik duygusunu geliştirmek, farklı kültürlerden gelen çocukların birbirlerini tanımalarını sağlamak, bu sayede dünya barışının önemini küçük yaşlarda öğretmektir

23 Nisan “Çocuk Bayramı”

Meclisin açıldığı günün (23 Nisan 1920) akşamı yatsı vaktinden evvel Yunus Nadi, Mahzar Müfit, Ruşen Eşref, Fethi Beylerle Hoca Feyzullah Efendi ve ismini hatırlayamadığım birkaç milletvekili Direksiyon binasında toplanmışlar, Atatürk ile sohbet ediyorlardı. Bu konuşmalar arasında bir milletvekili:

-Paşam, bu güzel günün adını henüz koymadık, bir ad koyalım, dedi.

Bunun üzerine Atatürk, yarı karanlık odada koltuğunda doğrularak:

-İşgal kuvvetlerini nasıl olsa atacağız. Fakat karşımızda altı yüz senelik bir imparatorluğun dağılmış da olsa bir hükümeti duruyor. Onun karşısında Meclisimiz çocuk sayılır. Onun için bugünün adına “Çocuk Bayramı” diyelim. Büyüsün ve kendi zaferini kendi ilan etsin, buyurdular.

Atatürk’ün bu sözleri oturanların alkışları ve tasvipleriyle karşılandı. Böylece 23 Nisan Meclisin açılma günü, Çocuk Bayramı olarak kabul ve ilan edildi.

Ali Metin

(Atatürk’ün Emir Çavuşu)

Kaynak: Ziya Oranlı, Atatürk’ün Şimdiye Kadar Yayınlanmamış Anıları, Anlatan: Ali Metin (Atatürk’ün Emir Çavuşu), Ankara 1967 s. 84

Atatürk’ün Milli Sırrı

Atatürk’ün tarihi nutkunda söylediği milli sır, onun kalbinde kuvvetlendikçe kuvvetleniyordu. O her adımda daha iyi anlıyordu ki Türkiye’yi hakiki bir kurtuluşa mazhar kılabilmek için yalnız müstevlileri vatanın harimi ismetinden (içinden) çıkarıp atmak kâfi değildir. Onunla beraber Türk milletini icabında düşmanlara pek güzel alet olan Sultan ve Halifeden de kurtarmak ve bu milleti kendi hakiki milli hakimiyetine sahip olduğu halde tamamen hür ve müstakil kılmak lazımdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da 16 Mart’la 23 Nisan 1920 arasındaki hazırlıkları sırasında bir gün, o zaman Heyeti Temsiliye karargahı olan Ziraat Mektebinde, telefon etmek ihtiyacıyla Atatürk’ün salonuna girmiştim. Koca binada yegâne telefon orada idi.  Selam vererek doğru telefona gittim. Bu aralık Atatürk, yanındaki zatlara hitaben:

-Canım, bu mesele hakkında Yunus Nadi Beyin fikrini almadık, bir de ona soralım bakalım.

Dedikten sonra bana döndü:

-Kurulması hazırlığıyla uğraştığımız meclisin hakları ve selâhiyetleri üzerinde konuşuyorduk. Bu nasıl bir meclis olacaktır? diye sordu.

Ben yarı şaka, yarı ciddi şu cevabı verdim:

-Acayip! Arkadaşların burada açılacak meclisle yepyeni bir Türk devleti kurulmakta olduğunda şüpheleri mi var yoksa?

Atatürk’ün yanında kerli ferli, hepsi birer suretle maruf yedi sekiz kişi vardı. Benim cevabım üzerine hepsinin benzi kül kesildi. Nerede ise dudakları yarılacaktı. Vaziyetin fecaatine (pek acıklı durumun) Atatürk’te dikkat ederek, bana:

-Canım biz ciddi iş konuşuyoruz, sen alayla mukabele ettin.

Demiş ve bahsi hafifletmeye ve mecliste hazır olanların korkularını gidermeye müsaraat etmişti (çalışmıştı).

İşte, Atatürk’ün milli sırrı, onun hakikaten sır olarak kalbinde saklamaya itina ettiği bu büyük işti ki o zaman için ve hatta bir iki yıl sonralarına kadar ondaki takayyüd (özen) ve itinası asla yersiz değildi.

Yunus Nadi Abalıoğlu

23 Nisan Skeçleri-1

23 Nisan Bayramı İçin

Mustafa: Çocuklar, Nazan ile Samet tam bir haftadır birbirleriyle dargınlar.

Hakan: Evet, evet... Ölsek barışmayız, diyorlar.

Ali: Arkadaşlar ne yapalım edelim, şunları barıştıralım.

Cemil: Haydi Hakan gidelim, sen Nazan’ı getir, ben de Samet`i. Bugün bu işi bitirelim.

(Cemil ve Hakan gider)

Mustafa: Benim aklıma güzel bir fikir geldi.

Ali: Nedir o?

Mustafa: Barışmak için Çocuk Bayramından güzel sebep olur mu?

Ali: Yaşa Mustafa, bu yerinde bir akıl.

(O sırada sahnenin bir tarafından Hakan ile Nazan; diğer tarafından Cemil ile Samet birlikte gelirler)

Hakan: Nazancığım bizim içimize sinmiyor. Artık Samet’le barışın.

Nazan: Asla barışmam!

Samet: Hele ben hiç barışmam. Çünkü ayağıma basıp da özür dilemeyen O.

Mustafa: Ne yazık... Atatürk’ün ruhu şimdi üzülüyor.

Nazan: Neden?

Mustafa: Görmüyor musun, 23 Nisan Çocuk Bayramı geliyor?

Ali: Atatürk bu bayramı neden çocuklara armağan etti? Türk çocukları el ele verip birlik olsun, iyi yetişsin, ilerde vatana faydalı olsun diye.

Hakan: Siz ise, şimdiden darılıyorsunuz.

Samet: Atatürk’ün ruhunu hiç üzemem, ben barışıyorum.

Nazan: Ben de üzemem, barışırım.

(İki çocuk birbirine sarılır)

Ali: Yaşasın bayram, yaşasın Mustafa’nın aklı!

BİTTİ…

23 Nisan Skeçleri-2

Güzellik Yarışması

(Adaylar ve sunucu, köylü kıyafetleri giymişlerdir. Sahnenin önünde “DAŞLI DEPE YEŞİL MERCİMEK FESTİVALİ” yazmaktadır. Arkada 3 kişi bir masaya oturmuş, masanın önünde de CÜRİ yazılı bir kağıt vardır.)

Sunucu: Sevgili Daşlı Depelile, güzel gasabamız için derdiplenen Daşlı Depe Yeşil Mercimek Festivaline hoşgeldiniz. Şimdi sıra geldi güzellik yarışmasınaaa. Güzel adayları deker deker cürinin önünden geççekler.

(Köylü kıyafetli yarışmacı kızlar jürinin önünden ağır ağır, tek tek geçerken, her bir yarışmacının geçişi esnasında sunucu o yarışmacı hakkında bilgiler verir.)

1. Aday. Hülya Bahar. 18 yaşında, lise sona gideyo, İngilizce bileyo. Gasabamız Hal Müdürünün gızı.

2. Aday. Fatoş Zeytin. Biçki dikiş gursu mezunu, 21 yaşında Göfteci Ali’nin gızı.

Aha bu da Saniye Yanoş. 20 yaşında Muncurukların Sarı Naciye’nin gızı. Her türlü yimek yapayo, ganaviçe işleyo, iğne oyası bileyo.

4. Aday. Güllü Kestaneci. 19 yaşında, yufka açayo, sıva yapayo, dantel öreyo, Güdük Necmi’nin gızı.

5. Aday. Fadime Gırtık 19,5 yaşında. Gözel mantı yapayo. Her bi işi becereyo. Açık öğretim mektebine devam edeyo. Bodur Osman’ın gızı.

6. Aday. Zahide Pekmez. 18 yaşında. Ganaviçe işleyo, gözel gözel yemekler yapayo, iyi göbek atıp, türkü çığırıyo. Püsürdükler’in Hatça’nın gızı.

Anaaaa bunlar da kim?

(Anne ile kız tartışarak içeri girerler. Kız kilolu ve diğer yarışmacılardan yaşça büyüktür.)

Sunucu: Ne arıyorsunuz burda?

Anne: Benim gızın elâlemden nesi eksük?

Sunucu: Eksüğü yok fazlası var.

Kız: Neyim fazla sunucu buba?

Sunucu: Yaşın.

Anne: Güççüttürürüz.

Sunucu: Kilosu fazla.

Anne: Erüttürürüz.

Sunucu: Gerdanı sarkmış.

Anne: Gerdürttürürüz.

Sunucu: Buna curi oy vermez.

Anne: Verdüttürürüz.

Sunucu: Nasıl verdüttüreceeen?

Anne: (Kolundaki altın bilezikleri göstererek) Yedüttürürüz.

Sunucu: Yahu farzedelim güzellik graliçesi oldu. Sonra nolucek?

Anne: Evlendürürüz.

Kız: Hayır anne hayır, asla, ayem sori yani üzgünüm. Beni graliçe olduktan sonra isteyen bir erkeği ben gatiyen istemem.

BİTTİ…

23 Nisan Skeçleri-3

Hasta Ziyareti

Bir işitme engelli, hasta ziyaretine gidiyormuş. Yolda kendi kendine şöyle düşünmüş: “Her ne kadar söylenenleri anlamıyorsam da söylenenleri duymuyorsam da, hasta ziyaretlerinde genellikle hep aynı şeyler söylenir. Ben nasılsın derim, o da iyiyim der, ben de memnun olduğumu söylerim. Sonra ne yiyorsun derim, bir yemek ismi söyler, ben de afiyet olsun derim. Doktorlardan kimin baktığını sorarım, birisinin ismini söyler, iyi doktordur der, ziyareti bitiririm.”

Kafasındaki bu kurgu ile hastanın yanına girer. (Hastayı duymak için sürekli olarak elini kulağına götürerek konuşur.)

İşitme Engelli: Nasılsınız?

Hasta: Ölüyorum, ölüyorum.

İşitme Engelli: Oh oh, memnun oldum efendim. Peki ne yiyorsunuz?

Hasta: Zehir zehir.

İşitme Engelli: Çok iyi, çok iyi güzel. Afiyet olsun. Peki efendim, tedavi için hangi doktor geliyor?

Hasta: Ne doktoru. Azrail’i bekliyorum, Azrail’i.

İşitme Engelli: Oh oh iyi doktordur O. Senin işini tez zamanda bitiriverir. Hadi bana eyvallah.

BİTTİ…

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bayramlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiştir.

23 Nisan 1920’de ilk meclis açılmış böylelikle Türk milleti egemenliğini ilan etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günün yıldönümü olarak kutlanmaya başlanan ulusal bayram, ilk kez 23 Nisan 1920’de “Hakimiyeti Milliye Bayramı” adıyla kutlanmıştır. Büyük Önder Atatürk, 1924 yılında, 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiş, bu tarihten beş yıl sonra 1929’da bu bayramı çocuklara armağan etmiştir. 23 Nisan ilk defa 1929 yılında “Çocuk Bayramı” olarak da kutlanmaya başlanmıştır.

1930’lu yıllarda Çocuk Esirgeme Kurumunun gelenekselleştirdiği ve 23 Nisan–1 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Çocuk Haftası’nın başlangıcının da bu bayramla aynı güne denk gelmesi nedeniyle “Milli Hakimiyet Bayramı” ile “Çocuk Bayramı” aynı gün kutlanmaya başlamıştır. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adı altında bir araya getirilmiş, 1979’un UNESCO tarafından “Çocuk Yılı” ilan edilmesiyle de uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Bunun üzerine TRT bütün dünya çocuklarını kucaklamayı kapsayan bir proje hazırlayarak “TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği” programını hayata geçirmiştir.

TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ilk olarak 1979’da SSCB, Irak, İtalya, Romanya ve Bulgaristan’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. 1979 yılından beri her yıl düzenlenen 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne 40’ın üzerinde ülke ve bu ülkelerden gelen 1000’in üzerinde çocuk katılmaktadır. 2000 yılına kadar Ankara’da düzenlenen şenlik, bu tarihten sonra Türkiye’nin diğer illerinde de düzenlenmeye başlanmıştır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Türkiye’de olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve bağlı dış temsilciliklerde törenle kutlanmaktadır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal bayramlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmiştir.

23 Nisan 1920’de ilk meclis açılmış böylelikle Türk milleti egemenliğini ilan etmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günün yıldönümü olarak kutlanmaya başlanan ulusal bayram, ilk kez 23 Nisan 1920’de “Hakimiyeti Milliye Bayramı” adıyla kutlanmıştır. Büyük Önder Atatürk, 1924 yılında, 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiş, bu tarihten beş yıl sonra 1929’da bu bayramı çocuklara armağan etmiştir. 23 Nisan ilk defa 1929 yılında “Çocuk Bayramı” olarak da kutlanmaya başlanmıştır.

1930’lu yıllarda Çocuk Esirgeme Kurumunun gelenekselleştirdiği ve 23 Nisan–1 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Çocuk Haftası’nın başlangıcının da bu bayramla aynı güne denk gelmesi nedeniyle “Milli Hakimiyet Bayramı” ile “Çocuk Bayramı” aynı gün kutlanmaya başlamıştır. Bu iki bayram 23 Nisan 1935 yılında “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adı altında bir araya getirilmiş, 1979’un UNESCO tarafından “Çocuk Yılı” ilan edilmesiyle de uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Bunun üzerine TRT bütün dünya çocuklarını kucaklamayı kapsayan bir proje hazırlayarak “TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği” programını hayata geçirmiştir.

TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ilk olarak 1979’da SSCB, Irak, İtalya, Romanya ve Bulgaristan’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. 1979 yılından beri her yıl düzenlenen 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne 40’ın üzerinde ülke ve bu ülkelerden gelen 1000’in üzerinde çocuk katılmaktadır. 2000 yılına kadar Ankara’da düzenlenen şenlik, bu tarihten sonra Türkiye’nin diğer illerinde de düzenlenmeye başlanmıştır.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Türkiye’de olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve bağlı dış temsilciliklerde törenle kutlanmaktadır.

23 Nisan Kompozisyonu-1

Atatürk’ün Armağanı

Tarihimizde büyük yaralar açan Kurtuluş Savaşımızın en zor günlerinde açılan TBMM, herkese bir sevinç haberi olarak müjdelendi. Büyük önderimiz, bu mutlu günü de yarının büyükleri olan çocuklara armağan etti. Bu günden sonra da her yıl 23 Nisan gününü başta çocuklar olmak üzere coşkuyla kutluyoruz.

Yıllardır biz çocukların kutladığı bu gün sadece Türklerce değil tüm dünya çocuklarının coşkuyla kutladığı bir bayramdır. Her yıl bu bayram her ırktan çocukların katılmasıyla sevgi bahçesini andıran bir görüntü oluşturulmaktadır. Bu sayede Atatürk’ün övünerek söylediği “Bugünün küçükleri, yarının büyükleridir.” özdeyişi doğrulanmış oluyor.

Bu bayramın insanlara verdiği barış mesajı, mesajların en büyüğüdür. Zaten bütün çocukların bir araya geldiklerinde, aralarındaki sevgiyi, alışverişi, barışı simgeleyen en önemli görüntüdür. Bu anlamlı günde bütün çocukların kalplerinin aynı gün, aynı heyecan için çarpması çok gurur verici ve övünücü olsa gerek.

Türk insanlarına düşen görev de 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na yakışır bir gün hazırlamaktır. Bütün okullarda yapılan törenlerle, oynanan oyunlarla ve dünya çocuklarını eksiksiz biçimde ağırlamakla tüm ülkelere örnek olmalıyız. Kısacası Atatürk’e layık olmalıyız.

Ulu önder Atatürk, bu en büyük, en kutsal günlerden olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı yaşatmak görevini tüm Türk çocuklarına bırakmıştır. Bizler Türk çocukları olarak bu görevi en iyi şekilde yerine getirmeliyiz.  Şeyda Serbest

23 Nisan Kompozisyonu-2

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız, Bizim Bayramımız

23 Nisan bir milli bayramdır.

23 Nisan’da iki bayram birden kutlanır, iki sevinç birden yaşanır. 1. bayram “Milli Egemenlik” bayramıdır. Çünkü 23 Nisan 1920 günü TBMM’nin açılmasıyla Türk milleti egemenlik ve özgürlük haklarını eline almıştır. Artık padişahın değil kendi seçtiği temsilcilerin kararı ile devlet idare edilecektir.

2. bayram “Çocuk Bayramı”dır. Bu bayramı Atatürk Türk çocuklarına armağan etmiştir. Bu sebepten bu bayrama Çocuk Bayramı denir.

Yani 1. bayramla yeni Türk Devleti’nin kuruluşunu hatırlıyoruz. 2. bayramla yarının büyükleri olacak ve yeni Türk Devleti’ni yaşatacak çocukları hatırlıyoruz.

23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyada ilk kutlanan çocuk bayramıdır. Bu da Atatürk’ün çocuklara ne kadar önem verdiğini çok açık bir şekilde anlatmaktadır. Bugün yurdumuza bir çok ülkeden binlerce çocuk, bayramımızı kutlamaya gelir. Bu yüzden Türk çocuğu çok şanslıdır. Birçok savaş sonucu elde ettiği bu bayramı övünçle, gururla onlara anlatır.

Bu bayramda çocuklar çeşitli oyunlar oynarlar, şiir okurlar. Sevinçlerini, mutluluklarını böyle açıklarlar. Ayrıca anne ve babalar çocuklarının marifetlerini görürler ve sevinirler.

23 Nisan günü bazı çocuklar Ankara’ya meclise giderek Başbakanın, Cumhurbaşkanının koltuklarına otururlar. Böylece bir an bile olsa büyük olmanın mutluluğunu yaşarlar. Büyüyünce belki de bu koltuğa ulaşmayı hayal ederler, mutlu olurlar, içten içe Atatürk’e teşekkür eder, sonsuz bir sevgi duyarlar.

Ben bir çocuk olarak bu bayramı kutlamaktan çok mutluyum ve bu bayramı bize armağan eden Büyük Önder Atatürk’e sonsuz bir sevgi duyuyor, ona teşekkür ediyorum.  Ebru Aksan

23 Nisan Kompozisyonu-3

Gelecek Biziz

Devleti kuran ve yöneten en üstün gücün millete ait olması demek olan ulusal egemenlik, demokratik ve bağımsız bir Cumhuriyetin temelini oluşturur.

Egemenlik, başka toplumların sömürgeciliği altında olmama, kendi kendine hakim olma durumudur. Yani egemen bir devlet, bağımsız bir devlettir. Başka devletler tarafından sömürülemeyen bir devlettir. Egemen bir millet, yeni doğan bir bebek gibi henüz yolun başında ve doğum gününü kutlayan yedi yaşındaki bir çocuk gibi mutlu, bayram havası içerisinde bir ulustur. Nasıl bir insanın hayatını devam ettirebilmesi için yemesi ve içmesi gerekiyorsa, bir milletin de varlığını sürdürebilmesi için ülkenin bağımsız olması şarttır.

Türk milleti geçmişten bu güne egemenliğini yitirmemiş ve onu kaybetmemek, sahip çıkabilmek için çok zorlu mücadeleler vermiştir. Böylece dünya tarihinde adından sık sık söz ettirerek şerefli bir geçmişe sahip olmuştur. Egemenliğimiz uğruna verdiğimiz en önemli, en anlamlı mücadelemiz Kurtuluş Savaşımızdır. Milli Mücadele’mizin kazanılmasından sonra kurulan Cumhuriyetimiz egemenliğin kişi yada sınıf tekelinden alınıp, millet iradesine verilmesiyle gerçek anlamını kazanmıştır.

Büyük Atatürk, egemenlik sevdasını ulusuna küçük yaşta öğretmeyi amaçlamıştır. Çünkü ağaç yaş iken eğilir. Küçük yaşta egemenliğin önemini kavrayan bir çocuk, büyüyünce egemenliğin devamı için elinden geleni yapacaktır. Bu yüzden Atatürk, 23 Nisan’ı biz çocuklara hediye ederek, bu amacında bir adım daha ilerleyerek gayesine ulaşmayı başarmıştır.

Biz Türk çocukları olarak, Atamızın izini takip edip onun yolundan gitmeli ve egemenliğimiz uğruna canımızı seve seve vermeyi göze almalıyız. Çünkü Milli Egemenlik temeline dayanan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği, tarih bilincine sahip gençlikle sağlanır.  İsmail Gülmez

23 Nisan Kompozisyonu-4

Çocuk Bayramı

Çocuklar yeryüzündeki en değerli varlıklardır. Toplumların gelecekleridir.

Her yıl 23 Nisan’da kutlanan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ülkemiz çocuklarına Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün armağanıdır. Günümüzde bu bayram tüm dünya çocuklarının katılımıyla daha renkli bir çehreye kavuşmuştur.

23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihi Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı olarak kabul edilmiştir.

Ulu Önder Atatürk, biz çocuklara güçlü bir devlet bırakmıştır. Bu çocuklara bırakılan en değerli hazinedir. Mustafa Kemal, arkadaşları ve kahraman Türk halkı bin bir zorluğa katlanarak bu ülkeyi kurtarmışlardır.

Ülkemiz yabancı devletlerce işgal altındaydı. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasıyla Türk milletinin kaderi değişti. Dağılmış olan Türk milletini aynı amaç etrafında, bağımsızlık için bir araya toplamıştır. Türk milleti hep birlikte başkomutanlarının önderliğinde tek yumruk olmuş, ülkesini kanının son damlasına kadar savunmuştur. Bütün herkes düşmana karşı bir gün bile boyun eğmeden mücadele etmişlerdir. Bir karış toprağı bile kimseye bırakmamışlardır.

Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Güç milletin elindedir.

Türk milletinin istediği zaman aşamayacağı zorluk ve engel yoktur. Bizler Atatürk çocukları olarak, Atamızın bize bıraktığı bu güzel vatanı, Atamızın söylediği gibi “Yurtta sulh,cihanda sulh” ilkesiyle düşmanlara karşı sonuna kadar korumalıyız. Devletimizin dünya devletleriyle rekabet edebilmesi için çok çalışmalıyız.

Savaşlarda en büyük yarayı çocuklar alır. Onlar hep üzülen taraf olurlar. Habersizken, ne olduklarını bilmedikleri bir kurşun çocukları yaralar, sakat bırakır yada öldürür. Bu kadar değerli olan bu varlıklarımıza en büyük armağan olan barışı, sevgiyi vermeliyiz. Savaşı değil!

Atamızın çocuklara armağanı olan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dünyada çocuklara armağan edilen tek bayramdır.Bizler bu günü dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen kardeşlerimizle kutluyoruz.

Çocuklarımız bu milletin geleceği, bu milletin yarınıdır. Bu vatan da bizim. Bizim olduğu sürece de elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.

“Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”  Çağla Coşkun

23 Nisan Kompozisyonu-5

Bu Benim Bayramım

Özgürlük, tüm canlılar için, çok değerli ve vazgeçilmez bir kavramdır. Bu öyle bir kavramdır ki, uğruna nice canlar verilir. Biz, özgürlük ve egemenlik uğruna canını hiçe saymış, vatan toprağını tüm değerlerden üstün tutmuş bir ulusun torunlarıyız. Bu gururu, bize armağan edilen “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” günlerinde, her yıl onurla ve coşkuyla taşıyoruz.

Atatürk’ün bizlere 23 Nisan 1920 günü TBMM’nin açılmasıyla hediye ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.... Atalarımızın kanlarını ve canlarını ortaya koyarak kazandıkları zaferler sonucu bize hediye ettikleri bu günün değerini bilmeliyiz. 23 Nisan’da neler yaşanmaz ki... Okullarda yapılan törenlerde okunan şiirler, yazılar, söylenen marşlar, hepimizi çok sevindirir ve coşturur.

23 Nisan’da herkes bize özenle davranır. Annelerimiz, babalarımız, öğretmenlerimiz kısacası bütün büyüklerimiz. Hatta yolda gördüğümüz insanların bile sanki bize bakarken gözleri parlar.

Aldığımız hediyeler, gördüğümüz ilgi, “Keşke her gün 23 Nisan olsa!” dedirtir bize. Ne kadar o gün ayrı bir ilgi olsa da, normalde de insanlar bizlere öyle sevgi dolu bakar aslında. Belki de o gün, biz kendimizi öyle hissettiğimiz için farklıymışız gibi gelir insanların davranışları.

Sevgili Atatürk, bize armağan ettiğin bu bayram bizim özgürlüğümüzdür. Biz Türk Çocukları olarak, bu bayramın, özgürlüğün ve egemenliğin değerini bileceğiz.  Erkan Boler

Yorum Gönder

 
Top