0

ÖMER SEYFETTİN-TENEZZÜH 
Günümüz Türkçesinde gezinti, uzaklaşmak ya da kusur, pislik ve ayıptan uzak olmak anlamına gelen “Tenezzüh” adlı öyküde Jüli halayı görüyoruz. Jüli hala Müslüman olmayan tek kadın kahramandır ve öyküde medeni durumu belli değildir.
Torunları olduğuna göre bir evlilik yapmıştır muhakkak. Öykünün başında Jüli halanın bir sorunu vardır. Hava karlı ve soğuk olduğundan kendini eve hapsedilmiş hissetmekte, canı sıkılmaktadır. “Karların içinde bir genç kız gibi gezmek, eğlenmek…” ister. Sorununu böylece çözeceğini düşünmektedir. Giyinip ev sakinlerinin şaşkın bakışları altında
dışarıya çıkar. Yürümeye başlar ve yürürken tüm yaşamı gözlerinin önünden geçer. Anılarına dalmışken kartopları yaparak yoruluncaya kadar atar. Terlerini silerken kasabanın belediye doktoru yanından geçer ve onu uyarır, bu havanın pek tehlikeli olduğunu söyler. Uyarılara aldırmayan Jüli hala dolaşmaya devam eder. Hayalinde gençliğini yaşatırken eski aşığının evinin olduğu sokağı görür. Birden eski aşığı Mösyö Lui’yi görmek ister ve onun evine gider. Mösyö Lui ölüm döşeğinde, ölüm sarhoşluğundadır. Jüli halayı tanımaz. Eve dönerken Jüli hala vücudunda ağrılar hissetmeye başlar. Eve geldiğinde de fena halde hastalanıp Mösyö Lui’nin durumuna düşer. Ev halkı artık matem havasındadır. Jüli hala böylece can sıkıntısı sorunu çözmeye çalışırken yaptığı yanlış seçim yüzünden yaşamını tehlikeye atar, adeta ölüm cezasına çarptırılır. İstediğini elde etmek onu mutlu etmez.
DİĞER ÖYKÜ ÖZETLERİ VE İNCELEMELERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Yorum Gönder

 
Top